Aşağıda İngilizce A1 düzeyinde kısa hikayeler yazıyorum. Zaman zaman çeşitli İngilizce seviyelerinde ve farklı yabancı dillerde basit makaleler yayınlıyor olacağım. Beni sosyal medyadan ve haber bültenimden takip ederek benzer içeriklerden ve yazılım alanındaki gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
İlk hikaye, günlük hayatın içinde karşılaşabileceğimiz bir olayı anlatıyor. İncelediğinizde, günlük konuşmalarda sıkça kullandığımız kelimeler ve ifadeler bulabileceksiniz. Umarım bu hikaye, İngilizce konuşma becerilerini geliştirmeye yardımcı olur.
A Busy Day
Today is a busy day for me. I wake up early in the morning, take a shower and get dressed. I have breakfast and then I go to work.
At work, I have a lot of things to do. I have a meeting with my boss at 10 am, and then I have to finish a report by noon. In the afternoon, I have to go to the post office to send some packages.
After work, I go to the gym. I like to exercise because it helps me relax and feel good. After the gym, I go home and cook dinner. I make my favorite meal, spaghetti with tomato sauce.
After dinner, I watch a movie and go to bed. It was a long but good day. I am tired but happy.
Bu hikaye, İngilizce dilini konuşma amacıyla kullanabileceğin birçok kelime ve ifade içerir. Örneğin, "wake up" (uyandırmak), "shower" (duş), "get dressed" (giymek), "breakfast" (kahvaltı), "work" (iş), "meeting" (toplantı), "boss" (patron), "report" (rapor), "post office" (postane), "gym" (spor salonu), "exercise" (spor yapmak), "relax" (rahatlamak), "feel good" (iyi hissetmek), "cook" (yemek yapmak), "dinner" (akşam yemeği), "movie" (film) ve "bed" (yatak) gibi kelimeler içerir. Ayrıca, "today" (bugün), "early in the morning" (sabah erken), "at 10 am" (saat 10'da), "by noon" (öğle saatlerine kadar), "in the afternoon" (öğleden sonra), "after work" (işten sonra), "after dinner" (akşam yemeğinden sonra), "but" (fakat) ve "long" (uzun) gibi zaman zarflarını da içerir. Bu hikaye, İngilizce dilini daha iyi öğrenmek ve konuşmak için kullanabileceğin birçok faydalı kelime ve ifadeyi içerir.
--
Sıradaki yazı, yazılım ile ilgili temel bilgileri içerir ve günlük hayatımızda sıkça kullandığımız yazılım terimlerini içerir.
Introduction to Software
Software is a set of instructions that tell a computer what to do. Software can be used to perform many different tasks, such as browsing the internet, creating documents, and playing games.
There are two main types of software: system software and application software. System software is the software that manages the computer's hardware and controls its operation. Examples of system software include the operating system, device drivers, and utility programs.
Application software is the software that performs specific tasks for the user. Examples of application software include word processors, spreadsheet programs, and media players.
Software can be purchased or downloaded for free. Some software is available for a one-time purchase, while other software is available on a subscription basis.
Software is constantly evolving and improving. New versions of software are released regularly, often with new features and bug fixes.
In conclusion, software is an important part of modern life. It allows us to perform many different tasks and make our lives easier and more efficient.
Bu yazı, İngilizce dilini daha iyi öğrenmek ve konuşmak için kullanabileceğin birçok faydalı kelime ve ifadeyi içerir. Örneğin, "software" (yazılım), "instructions" (talimatlar), "computer" (bilgisayar), "browse" (gezmek), "internet" (internet), "create" (oluşturmak), "documents" (belgeler), "games" (oyunlar), "system software" (sistem yazılımı), "operating system" (işletim sistemi), "device drivers" (aygıt sürücüleri), "utility programs" (yardımcı programlar), "application software" (uygulama yazılımı), "word processors" (metin işlemcileri), "spreadsheet programs" (çalışma sayfası programları), "media players" (ortam oynatıcıları), "purchase" (satın almak), "download" (indirmek), "free" (ücretsiz), "subscription" (abonelik), "versions" (sürümler), "features" (özellikler), "bug fixes" (hata düzeltmeleri) ve "conclusion" (sonuç) gibi kelimeler içerir. Ayrıca, "main" (ana), "types" (türler), "manage" (yönetmek), "hardware" (donanım)
--
Aşağıda İngilizce A1 düzeyinde özgün bir hikaye veriyorum. Bu hikaye, genç bir kadın olan Emily'nin bir gününü anlatır ve günlük hayatımızda sıkça kullandığımız kelime ve ifadeleri içerir. Umarım bu hikaye, İngilizce dilini daha iyi öğrenmenize ve konuşmanıza yardımcı olur.
Emily's Adventure
Emily woke up early in the morning feeling excited. Today was going to be a special day because she was going on an adventure.
She got dressed quickly and had breakfast. Then, she packed her backpack with some snacks, a bottle of water, and a map. She was ready to go.
Emily's adventure was to explore the forest near her house. She had always been fascinated by nature and loved to discover new places.
As she walked through the forest, Emily saw many beautiful flowers, trees, and animals. She took some pictures to show her friends later.
After walking for a while, Emily got tired and decided to take a break. She sat down on a log and ate one of her snacks. As she was eating, she noticed a small, shiny object on the ground. She picked it up and saw that it was a golden key.
Emily was curious and wondered what the key was for. She decided to keep it and continued her adventure.
As she walked deeper into the forest, Emily saw a mysterious door. She remembered the golden key in her pocket and tried it on the door. To her surprise, the key fit perfectly and the door opened.
Inside the door, Emily found a hidden treasure. It was a box filled with diamonds and gold coins. Emily couldn't believe her eyes. She had never seen so much treasure in her life.
Emily was thrilled and decided to take the treasure home with her. She put the diamonds and gold coins in her backpack and locked the door behind her.
When Emily got home, she showed her treasure to her family and friends. They were all amazed and congratulated her on her adventure. Emily felt proud of herself and was already planning her next adventure.
Bu hikaye, İngilizce dilini daha iyi öğrenmek ve konuşmak için kullanabileceğin birçok kelime ve ifadeyi içerir. Örneğin, "adventure" (macera), "excited" (heyecanlı), "ready" (hazır), "explore" (keşfetmek), "forest" (orma), "nature" (doğa), "discover" (keşfetmek), "flowers" (çiçekler), "trees" (ağaçlar), "animals" (hayvanlar), "pictures" (resimler), "snacks" (atıştırmalıklar), "bottle" (şişe), "water" (su), "map" (harita), "break" (mola vermek), "log" (kütük), "shiny" (parlak), "object" (nesne), "golden" (altın), "key" (anahtar), "mysterious" (gizemli), "door" (kapı), "hidden" (gizli), "treasure" (hazine), "box" (kutu), "diamonds" (elmaslar), "gold coins" (altın madeni paralar), "thrilled" (heyecanlı), "family" (aile), "friends" (arkadaşlar), "proud" (gururlu) ve "plan" (planlamak) gibi kelimeler içerir. Bu hikaye, İngilizce dilini daha iyi öğrenmek ve konuşmak için kullanabileceğin birçok faydalı kelime ve ifadeyi içerir. Umarım bu hikaye, İngilizce dilini daha iyi öğrenme ve konuşma hedeflerine ulaşmanıza yardımcı olur.
--
Bonus : Kolay Gelsin İngilizce'de Nasıl Denir?
"Kolay gelsin" Türkçe'de "good luck" ya da "break a leg" gibi anlamlar taşıyan ifadelerdir ve İngilizce'de "good luck" olarak kullanılır. Örnek cümleler şöyle olabilir:
"Kolay gelsin, sınavda başarılı olmanı dilerim." -> "Good luck, I wish you success on the exam."
"Yeni işine kolay gelsin. Umarım her şey yolunda gider." -> "Good luck with your new job. I hope everything goes well."
